Tehdit altındaki tüm tatlı su türlerinin yaklaşık beşte biri, su seviyelerinin düşmesi, mevsimlerin değişmesi ve deniz suyunun nehirlere taşınması gibi etkilerden dolayı iklim değişikliğinden etkileniyor.
Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN) tarafından yapılan kırmızı liste kategorisindeki ilk değerlendirmeye göre, Kenya‘daki büyük dişli Turkana Gölü soyguncusu balığından, Güneydoğu Asya‘daki Mekong dev yayın balığına kadar dünyadaki tatlı su balıklarının çoğu yok olma riski altında. Çalışma; küresel ısınma, kirlilik, aşırı avlanma ve düşen su seviyelerinin popülasyonları tehlikeye atan faktörler arasında olduğunu ortaya koyuyor.
Tehdit altındaki tüm tatlı su türlerinin yaklaşık beşte biri, su seviyelerinin düşmesi, mevsimlerin değişmesi ve deniz suyunun nehirlere taşınması gibi etkilerden dolayı iklim değişikliğinden etkileniyor. Değerlendirilen türlerden 14 bin 898’inden 3 bin 86’sının soyu tükenme noktasında.
Maun ağacı, Atlantik somonu ve yeşil kaplumbağaların giderek daha fazla tehdit altında olduğu tespit edilen son bilimsel değerlendirmede, özellikle Kazakistan‘daki popülasyonunun sadece yedi yılda yüzde 1,100 oranında artmasının ardından kritik tehlike kategorisinden, yakın tehlike kategorisine yükselen Sayga antilobu ile ilgili iyi haberler de yer aldı.
Pala boynuzlu antilobun Çad‘da yeniden ortaya çıkması da bir başka başarı öyküsü. Bu memeli hayvan bir zamanlar Sahel‘de yaygındı ancak 1990’larda aşırı avlanmanın ardından yok oldu. Esaret altında yeniden üretim çabaları, Çad’daki Ouadi Rimé-Ouadi Achim faunal rezervinde popülasyonun 140 yetişkin hayvana ulaşmasını sağladı. Nesli tükenmeye karşı hassas olarak sınıflandırılan bu türün, iklim krizi nedeniyle neslinin tükenme riski bulunuyor.
‣Japonya’da on binlerce balık kıyıya vurdu
‣Yozgat’ta sulama barajında toplu balık ölümü nedeni kuraklık kaynaklı kirli su olabilir
IUCN başkanı Razan Al Mubarak, “IUCN kırmızı listesinde yapılan güncelleme, koordineli yerel, ulusal ve uluslararası koruma çabalarının gücünü gösteriyor. Pala boynuzlu antilop gibi başarı öyküleri, korumanın işe yaradığını gösteriyor. Koruma eylemlerinin sonuçlarının kalıcı olmasını sağlamak için, birbiriyle bağlantılı iklim ve biyoçeşitlilik krizlerini kararlı bir şekilde ele almamız gerekiyor” dedi.
Gezegende ticari olarak en çok aranan bitkiler arasında yer alan büyük yapraklı maun, sürdürülebilir olmayan hasat nedeniyle son 180 yılda sayılarının yüzde 60 oranında azalmasının ardından artık ‘tehlike altında’ olarak sınıflandırılıyor. Maun ağacının mobilya, müzik aletleri ve dekorasyon için değerli olması, ağacın Orta ve Güney Amerika’da yasadışı olarak kesilmesine neden oluyor.
Daha önce yaygın olan ve en az endişe duyulan tür olarak sınıflandırılan Atlantik somonu nüfusunun yüzde 23 oranında azalması ve Birleşik Krallık‘taki birçok nehirden yok olmasının ardından artık IUCN kırmızı listesinde ‘tehdit altında’ olarak sıralanıyor. Hem tatlı hem de tuzlu suda yaşayan bu balık, yaygın habitat kaybı, küresel ısınma ve üreme alanlarına erişimi engelleyen barajlardan etkilenmiş durumda. İstilacı Pasifik pembe somonu kuzey Avrupa‘ya yayılırken, çiftlik somonlarının yetiştirilmesi de küresel ısınmaya uyum sağlama çabalarını sekteye uğrattı.
‘Bu, akıl almaz bir çeşitlilik’
IUCN türlerin yaşatılması komisyonu tatlı su balıkları uzman grubundan Kathy Hughes, “Tatlı su balıkları, dünyada bilinen balık türlerinin yarısından fazlasını oluşturuyor; tatlı su ekosistemlerinin su habitatının yalnızca yüzde 1’ini oluşturduğu düşünüldüğünde bu, akıl almaz bir çeşitliliktir. Bu çeşitli türler ekosistemin ayrılmaz bir parçasıdır ve dayanıklılığı için hayati önem taşımaktadır. Bu, tatlı su ekosistemlerine bel bağlayan milyarlarca insan ve balıkçılıkla geçinen milyonlarca insan için çok önemli” dedi ve ekledi:
“Tatlı su ekosistemlerinin iyi yönetilmesinin, yeterli su ile serbest akışta kalmasının ve su kalitesinin iyi olmasını sağlamak, türlerin azalmasını durdurmak ve iklime dirençli bir dünyada gıda güvenliğini, geçim kaynaklarını ve ekonomileri korumak için gerekli.”
Yeşil kaplumbağalar da tehlikede
Bilim insanlarına göre, endüstriyel ve küçük ölçekli balıkçılıkta önemli bir yan av olan Orta Güney Pasifik ve Doğu Pasifik yeşil kaplumbağaları da yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Artan küresel sıcaklıklar yumurtadan çıkma başarılarını etkiliyor ve yükselen deniz sıcaklıkları ise yuvaları sular altında bırakıyor.